Uzmanlara göre partnerinizin ses tonu ilişkinizin ne kadar süreceğini söylüyor

İlişkilerde Ses Tonunun Önemi

İlişkiler sadece duygularla değil bedenin verdiği tepkilerle de şekilleniyor. Son günlerde yapılan araştırmalara göre bir partnerin ses tonu, ilişkideki duygusal yük, iletişim kalitesi ve dolayısıyla ilişkinin süresi üzerinde düşündüğümüzden çok daha fazla etkiye sahip olabilir.

SES TONU NEDEN ÖNEMLİ?

Uzmanlar, bir kişinin sesinde bulunan tonlama, ritim, vurgulama ve duygusal ifadelerin, karşı tarafın beyninde ve bedeninde doğrudan fizyolojik etkiler oluşturduğuna dikkat çekiyor. Özellikle tartışma esnasında kullanılan ses tonu, karşı tarafta stres hormonu düzeyinin artmasına sebep olabiliyor.

İLİŞKİDE “SÜREKLİ TETİKTE OLMA” HALİ SAĞLIĞI ETKİLİYOR

Uzun süreli ilişkilerde olumsuz tonlamalara maruz kalan bireylerde, uyku bozuklukları, anksiyete, kalp atım hızında değişiklik ve hatta mide-bağırsak sorunları gibi stres kaynaklı rahatsızlıkların daha sık görüldüğü bildiriliyor. Klinik psikologlara göre, partnerinin sesiyle ilişkilendirilen negatif uyaranlar, kişinin duygusal bağ kurmasını zorlaştırabiliyor ve bu da ilişkinin ömrünü doğrudan etkileyebiliyor.

BEYİN SES TONUNU ANALİZ EDİYOR

Nörobilim çalışmaları, beynin ses tonu üzerinden niyet ve duygu okuma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Aynı cümle, farklı tonlamalarla söylendiğinde beyindeki tehdit algısı, bağ kurma isteği ya da savunma mekanizmaları farklı şekilde aktive olabiliyor.

Aynı zamanda duygusal manipülasyon içeren ses tonları örneğin küçümseyici, pasif-agresif ya da alaycı tonlar zamanla karşı tarafta hem özsaygı kaybı yaratabiliyor, hem de psikosomatik semptomlara yol açabiliyor. Bu da yalnızca ilişkinin değil, bireyin duygusal ve fiziksel sağlığının da zedelenmesine neden oluyor.

Related Posts

Bebeğinizi havaya atmadan önce iki kez düşünün!

Çocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Ferunda Demir, ebeveynleri uyardı. Bebekleri sallamak, zıplatmak veya havaya atmak gibi sevgi gösterileri beyin kanaması, solunum durması ve göz içi kanama gibi ciddi sağlık riskleri taşıyor.

Kalp krizi geçirirken öksürmek sağlıklı mı?

Adana’da Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Emre Çağlıyan, kalp krizi geçirirken öksürmenin hayat kurtardığına yönelik halk arasındaki inanışın son dönemde sosyal medyada çokça yayıldığını, bu durumun insan hayatını olumsuz etkileyecek bir manipülasyon olduğunu söyledi.

Kahve içmek, demir ve kalsiyumun bağırsaktaki emilimini engelliyor mu?

Kahve bazı kültürlerde sindirime yardımcı bir içecek olarak görülüyor. Ancak bilimsel araştırmalar yiyeceklerle birlikte içildiğinde kahvenin vücudun besleyici maddeleri sindirmesini zorlaştırdığını gösteriyor.

Uzmanından ağız gargarası için uyarı: ‘Seçerken üç kez düşünün’

Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, özellikle alkol ve asit bazlı ağız gargaralarının tat alma duyusunun kaybından diş minesinde erozyona, ağız mukozasında ülser oluşumuna kadar birçok risk içerdiğini belirterek, “Ağız gargarası seçerken üç kez düşünün” dedi.

D vitamini deponuz boş kalmasın

D vitamini, kas ve kemiklerin dostu olarak bilinse de kalp-damar sisteminden belleğe bağışıklık sisteminden 
kanser riskini azaltmaya kadar vücuda çok yönlü fayda sağladığını vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman “D vitamini eksikliği ülkemizde yaygın bir sorun. Dolayısıyla ciddiye alınmalıdır” uyarısında bulundu.

Bisküvi, dondurma, gevrek… Erken ölümde işlenmiş gıda tehlikesi

Bilim insanlarınca yapılan araştırma kapsamında bisküvi, dondurma, kahvaltılık mısır gevreği ve gazlı içecekler gibi aşırı işlenmiş gıdaların fazla tüketiminin erken ölümle ilişkili olabileceği saptandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir