Mahkemeden çok önemli ‘ilaç parası’ kararı! Benzer durumda çok sayıda aile var…
Halktv.com.tr/Ramazan SÜZEN
Ankara’da yaşayana Nurettin Boyar, yaşadığı sağlık sorunları nedeni ile hastaneye başvurdu. Mart 2022’de Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Boyar’a akciğer kanseri teşhisi konuldu. Doktorlar, Boyar’a, standart tedavi yöntemleri olan “kemoterapi ve radyoterapi” yerine akıllı ilaç kullanılması gerektiğini belirtti.
İLAÇ ÖDEMESİNİ CEBİNDEN YAPTI
Boyar, doktorların önerisi doğrultusunda söz konusu ilaçların ödemelerini kendi imkânı ile yaptı. Boyar, teşhisin konulmasında 1 yıl kadar sonra pet çekimi için gittiği hastaneden enfeksiyon kaptı ve yaşamını yitirdi.
KURUM OLUMSUZ YANIT VERDİ
Boyar’ın vefatından sonra kızı S. Ö., Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nde, kanser tedavisi için aldıkları ilacın parasının iadesini istedi. Müdürlük, geçen 16 Ocak 2024’te ret kararı verdi. Kurumdan alınan olumsuz yanıt sonrası aile dava açma yoluna gitti.
AİLE DAVA YOLUNA GİTTİ
Ankara 8. İş Mahkemesi’nde SGK’ya karşı açılan davada, Boyar’ın yasal mirasçısı olan eşi ve iki çocuğuna ödemenin yapılması talep edildi. Ailenin avukatı Eliz Atlı’nın imzasını taşıyan dilekçede ‘sosyal devlet’ ve ‘yaşam hakkı’ vurgusu yapıldı.
ANAYASA HATIRLATMASI
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan “Her ferdin yaşama hakkı kanunun himayesi altındadır” ilkesi ile Anayasa’da yer alan “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” maddelerine yer verilen dilekçede şöyle denildi: “Müvekkilin, hayatını devam ettirebilmesi için zorunlu olan tedaviyi almak için cebinden karşılamak zorunda kaldığı tüm ilaç bedellerinin, mirasçılık hükümleri gereğince davacı müvekkillere ödenmesi zaruridir.”
SGK adına yapılan savunmada ise, davanın reddine karar verilmesi talep edildi.
O PARA AİLESİNE ÖDENECEK
Mahkeme, geçen 9 Temmuz’da görülen 2’inci duruşmada davanın kabulüne karar verdi. Kararla birlikte, Boyar’ın tedavisi için yapılan ilaç harcaması kendisinden geriye kalan ailesine ödenecek. Türkiye’de benzer durumu yaşayan çok sayıda kişi ve ailenin olduğuna işaret edilerek, kararın bu yönü ile bir ilk olduğu kaydediliyor.