Uzmanından ağız gargarası için uyarı: ‘Seçerken üç kez düşünün’

Ağız Gargaralarının Diş ve Genel Sağlık Üzerindeki Etkileri

Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahı Dr. Birkan Taha Özkan, yaygınlaşan ağız gargaralarına dikkat çekiyor. Özellikle ağız gargaralarında bulunan alkol ve asidik içerikli maddelerin diş sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini belirtiyor. Prof. Dr. Özkan’a göre, bu tür ürünler dişlerde hassasiyet, çürük artışı, renklenme ve mine incelmesine neden olabiliyor.

Tat Alma Duyusunun Tehlikede Olabileceği Uyarısı

Alkol, klorheksidin ve antiseptik içeren ağız gargaralarının dil yüzeyindeki tat tomurcuklarına zarar verebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, uzun süreli kullanımın tat alma duyusunda kayıplara neden olabileceğini söylüyor. Ayrıca, dil üzerindeki papillaların silikleşmesi sonucunda tatlı, tuzlu, acı gibi tatların algılanamamasına ve ağız içinde yanma hissinin oluşmasına sebep olabileceğini belirtiyor.

Diş Erozyonu ve Estetik Kaygılar

Asidik ve alkol bazlı ağız gargaralarının diş minesinde erozyona, diş hassasiyetine, çürük oluşumuna ve estetik problemlere yol açabileceğini söyleyen Dr. Özkan, yanlış gargara kullanımının dişlerde hasara neden olabileceğini ve diş beyazlatma amacıyla kullanımının zararlı olabileceğini belirtiyor.

Çene Kemikleri ve Genel Sağlık Üzerindeki Etkileri

Çene kemiğinin dahi zarar görebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, klorheksidin bazlı gargaraların diş ve diş etlerinde kalıcı lekelere, ağız mukozasında hasarlara neden olabileceğini belirtiyor. Bu hasarın geri dönüşümsüz olabileceğini ifade eden Dr. Özkan, uzun süreli kullanımın ağız florasındaki faydalı bakterileri yok ederek diş eti hastalıklarına ve çene kemiğinde erimeye yol açabileceğini ifade ediyor.

Kalp Damar Hastalıkları ve Genel Sağlık Üzerindeki Riskler

Ağız gargaralarının içerdikleri maddelerin vücudun genel sağlığını etkileyebileceğini belirten Prof. Dr. Özkan, özellikle güçlü antiseptiklerin ağız mikrobiyotasını bozabileceğini ve uzun vadede kalp damar hastalıklarına neden olabileceğini söylüyor. Ağız sağlığının vücut sağlığıyla yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Dr. Özkan, ağız gargarası seçerken dikkatli olunması gerektiğini ve uzman görüşü alınması gerektiğini belirtiyor.

Related Posts

Uzmanlardan diyaliz hastalarına ‘yazın doğru beslenme ve dengeli sıvı tüketimi’ uyarısı

Yaz aylarında diyaliz hastaları için en büyük tehdidin hatalı beslenme ve fazla sıvı alma olduğuna dikkati çeken uzmanlar, yüksek tansiyon ve kalp gibi çeşitli rahatsızlıklarla karşılaşmamak için dengeli ve doğru tüketim tavsiyesinde bulundu.

Yaz aylarında çocuklarda kırık, çarpma ve morluk riski

Okulların kapanmasıyla birlikte çocukların açık alanlarda geçirdiği sürede artış yaşandığını belirten çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Ferunda Demir, yaz aylarında çocuklarda kırık, çarpma ve morluk riskine dikkati çekerek aileleri uyardı. Demir, “Çocuklar çok hareketli. Düşme ve çarpma sonrası morarma, şişlik ya da hareket kısıtlılığı varsa mutlaka doktora başvurulmalı” dedi.

Kardiyoloji uzmanı “Tek belirti olmayabilir” diyerek uyardı: Göğüs ağrısı olmadan kalp krizi geçirmek mümkün!

Kardiyoloji uzmanı “Tek belirti olmayabilir” diyerek uyardı: Göğüs ağrısı olmadan kalp krizi geçirmek mümkün!

Tırnaklar kaç yıl yaşayacağımızı söylüyor! Şaşırtıcı iddia Harvardlı doktordan geldi

Bilim dünyasında yaşlanma üzerine yapılan araştırmalar, tırnak uzama hızının biyolojik yaşın önemli bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Varis şikayetleri yaz aylarında artıyor! Bacaklarınıza sabah ve akşam soğuk su tutun

Bacaklarda ağrı veya yanma hissi, özellikle gün sonunda artan yorgunluk, gece krampları, genellikle ayak bileklerinde şişlik, varisli damarlar üzerinde kaşıntı… Sıcak havanın damarların genişlemesine neden olduğuna ve bu tablonun da damar içindeki basıncı artırarak yakınmaları tetiklediğine dikkat çeken Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, varis hastalarına 10 önemli yaz önerisinde bulundu.

HIV tedavisinde devrim niteliğinde yöntem: ‘Hepimizi şaşkına çevirdi’

Avustralya’daki bilim insanları, HIV’in bağışıklık sistemi ve ilaçlardan gizlendiği beyaz kan hücrelerinde görünür hale getirilmesini sağlayan devrim niteliğinde bir yöntem geliştirdi. Melbourne’deki Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsü’nde yürütülen çalışma, HIV tedavisinde umut vaat eden bir adım olarak değerlendiriliyor.